Benim ekibim rakiplerimize karşı ne durumda?

Daha iyi mi? Aynı seviyede mi?

İç ve dış müşterilerim eğitim kurumumdan memnun mu?

Bu soruların cevapları strateji belirlemede yardımcı olabilir mi?

Kurum çalışanlarından, velilerden ve çevrelerinden nasıl geri bildirim alabilirim ki, bir plan oluşturup gerçekçi hedefler belirleyebileyim?

 

ŞİMDİ,

Eğer planlamanın bir defalık bir iş değil bir süreç olduğunun bilincindeyseniz,

Bu süreçte gerekli olacak mali ve insan kaynaklarına sahipseniz,

Eğer planlarınız gerçekleştirildiğinde ortaya ölçülebilir bir değer çıkıyorsa,

Müşteri odaklıysanız,

Planlama sürecinde karşılaşılabilecek tahmin edilmesi zor güçlüklere (krizlere) hazırlıklıysanız,

Sürekli değişime ve hem başarılarınızı hem de başarısızlıklarınızı paylaşmaya hazırsanız,

Kurum çalışanlarının pozitif tutumlarının velilerin vereceği karar açısından çok önemli olduğunun farkındaysanız,

Çalışanlarınızın özellikle öğretmenlerinizin mesleki becerileri kadar sosyal becerilerinin de önemli olduğunun farkındaysanız,

İstisnasız bütün çalışanlarınızın kurum işleyişindeki rollerinin önemli olduğunu biliyor ve bunu paylaşmakta sıkıntı duymuyorsanız,

Ve en önemlisi eğitim kurumlarının “ağızda büyüyüp, ağızda küçüldüğüne” inanıyorsanız.

Siz bu işi yapmaya hazırsınız.

Eğer yukarıda doldurulması gereken boşluklar varsa, aşağıdaki reçeteye ne dersiniz?

 

MARKETİNG = BİR, İKİ, ÜÇ…

BİR: Öğrenciler ve veliler müşterilerinizdir ve okulunuz “müşteri hizmeti” odaklı bir yönetim şekli ile idare edilmelidir. Yani ilk yapılması gereken; müşteri ihtiyaçlarını belirlemektir.

İKİ: Okulunuz çalışanları, okulunuzu temsil eden şampiyonlar gibi motive edilmelidir. Bir başka deyişle, serviste mükemmellik ekibinizin temel çalışma prensibi olmalıdır ve bu sayede ortaya bir ürün çıkacaktır.

ÜÇ: Okulunuzun müşterilerine iletmek istediği mesaj en etkili şekilde onlara ulaştırılmalıdır. Onların size gelmesini beklememelisiniz. Ancak bu şekilde onların güvenini kazanabilirsiniz. Ürününüzün neden onların yararına olduğunu en etkili yöntemle anlatmak sizin bu noktada yapacağınız en etkili yöntemdir.

Bir başka deyişle marketing kurum çalışanlarının gurur duyacakları bir kurum imajı oluşturmak için yapılan çalışmaların tümüdür…

Okulunuz müşterileriniz için neyi ifade ediyor? Sakın “eğitim” demeyin. Zaten hiç kimse başka bir şey düşünmeyecektir.

O zaman ne?

Okulunuzun, ailelerin çocukları için en iyi eğitimi alacakları yer olduğunu “sadece” söylemek yetmez. Bunu onlara göstermeniz lazım.

 

Bu nasıl olur?

Adım adım…

“En uzun yolculuklar bile ilk adımla başlar”.

 

İş yapmak istediğiniz ortamın araştırılması ve analizi yapılırken, yapanlar arasında işbirliği, yaratıcılık ve iletişim gerçekleşirse, ilk adım atılmış olur.

Kurum çalışanlarının davranışları, tutumları kurumun tercih edilmesindeki öncelikli nedendir. Bu nedenle, tüm kurum çalışanları özellikle öğretmenler hem işlerin ehli (mesleki beceriler) hem de rekabet ortamında müşteri odaklı olabilmeliler.

Bütün kurum çalışanları sürece dâhil olmalılar. 

 

 

 

 

Kısacası ilk ve en önemli hatta genellikle ihmal edilen adım ARAŞTIRMADIR. Bireylerin karar verme sürecinde nelere dikkat ettiklerinin bilinmesi gereklidir.

Nerede olduğunuzu bilmeden, nereye gideceğinizi belirlemeden, elinizde bir harita olmadan yola çıkar mısınız?

 

Sakın evet demeyin!

Hedefsiz gemiye hiçbir rüzgâr yardım etmez.

 

HİKAYE….

GİDECEĞİN LİMANI BİLMELİSİN

4 Temmuz 1952 günü 34 yaşında bir kadın, Pasifik Okyanusu’na dalarak, Catalina adasindan, 21 mil batısında kalan Kaliforniya’ya doğru yüzmeye başladı. Eğer başarılı olursa, bunu yapan ilk kadın olacaktı. Adı Florence Chadwick olan bu yüzücü, Manş Denizi’ni her iki yönde geçen ilk kadındı.

O sabah su, vücudu uyuşturacak kadar soğuktu ve sis o kadar yoğundu ki, beraberindeki tekneleri güçlükle seçebiliyordu. Milyonlarca insan televizyonlarından onu izliyordu. O ise köpekbalıkları ve dondurucu soğuğun etkisini hiçe sayarak 15 saat yüzdü. Yakındaki bir teknede bulunan annesi ve antrenörü, adaya çok yaklaştıklarını ve devam etmesini söyledilerse de o, kendisini sudan çıkarmalarını istedi. Azimli yüzücü, Kaliforniya kıyısına yarım mil kala sudan çıkışının nedenini söyle açıkladı:

“Karayı görebilseydim, başarabilirdim!” Vazgeçmesinin nedeni ne yorgunluk, ne de soğuktu… Tek neden, sis yüzünden karayı görememekti. Bu hayatın bir gerçeğiydi:

Bir şeyi başarabilmek için, ortada gözle görülür bir hedef olmalıydı!

 

İnsanların davranış biçimlerinin, fikirlerinin ne olduğunu bilmeden, stratejimizi nasıl belirleyebiliriz ki?

Araştırma ve analiz değişen demografi hakkında size bilgi vererek içinde bulunduğunuz topluma uygun bir strateji geliştirmenizi sağlar. Her şeyden önce içinde bulunduğumuz sistemin işleyişini bilmeliyiz ki; sistemle uyumlu çalışabilelim.

Ayrıca böyle bir çalışma müşterilerinize, onların görüşüne değer verdiğiniz mesajını verecektir.

UNUTMAYIN BU İKİ YÖNLÜ BİR YOL…