KÜÇÜK FAKAT ÇOK ÖNEMLİ BİR HATIRLATMA;

 

Eğitim ve öğretim sadece eğitim kurumlarının işi değildir. Her  “dünya vatandaşının” kutsal bir görevidir.

Dolayısıyla, toplumsal destek ve işbirliği eğitimde başarıyı arttıracak ve hedefe daha çabuk ulaşılmasını sağlayacaktır. Başarının sürdürülebilir olmasının da koşulu budur.

 

O ZAMAN,

 

Eğitim kurumları iletişim yani marketing becerisi olmadan, toplumsal desteği nasıl sağlayacak?

 

Yine “MARKETİNG”…

 

İLETİŞİM TEK YÖNLÜ BİR YOL DEĞİL, ÇİFT YÖNLÜDÜR.

 

O halde “GERİ BİLDİRİM”.

 

Durum böyle olunca; hem devlet okullarında hem de özel okullarda sürdürülebilir başarının temeli marketingi bir bilim ve sanat olarak anlayıp icra edebilmek olacaktır.

Bugünün koşullarında, marketing hayatta kalabilmek için her bireyin, her kurumun kazanması ve kullanması gereken bir beceridir.

O zaman anlatın bize, neden sizin okulunuzu seçmeliyiz?

Neden çocuğumu, torunumu veya yeğenimi sizin okulunuza göndermeliyim?

 

HİKAYE ——–

Bir gün, bir hayvanat bahçesinden bir ayı kaçmıştır ve bir Japon ile bir Amerikalı parkta dolaşmaktadır. Ayıyı gören Japon hemen çantasından spor ayakkabısını çıkarır ve giymeye başlar. Amerikalı dayanamaz ve sorar:

“Bu ayakkabılarla ayıdan daha mı hızlı koşacağını mı zannediyorsun?”

 

Japon  cevap verir:

“Tabi ki hayır. Ama senden hızlı koşacağım kesin.”

 

 İnsanların çoğu başarıyı çevrelerindeki insanları geçmek olarak algılarlar. Hâlbuki büyük düşünen insanların yarışı ise daima kendileriyledir. Aynı şey kurumlar için de söz konusudur.

 Sadece çevresindeki iş yerinden daha çok satış ve üretim yapmayı başarı sayan firmaların büyük başarılar elde etmesi mümkün değildir.

 

 Yapmamız gereken, sadece çevremizdeki insanlardan daha iyi olmak değil, her gün, bir gün öncesinden daha iyi olmaya çalışarak hayat basamaklarında ilerlemektir.

 En büyük yarış kendimizle yaptığımızdır.